Kaçak Yolcu Kitabı Kısa Tahlili
Adem Özköse-Kaçak Yolcu Kısa Tahlil
Kendisini gerçekten sevdiğim ve mesleğine saygı duyduğum bir
insan Adem Özköse. Yakın bir zaman önce Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezi’ne
imza için geldiğinde kendisine kitaplarımı imzalatıp kısa bir süre sohbet etme
imkanıda bulmuştum…Herneyse bugün anlatacağım şey bu değil. Dün Üsküdar’daki
Asitane Kitapevi’nden aldığım Adem Özköse’nin Haziran ayı içerisinde son
çıkardığı ‘’Kaçak Yolcu’’ kitabı. Aldığım gibi kitabın bitmesi de nefes alıp
verme süresi kadar sürmüştü…
Kitap, bir seyahat kitabıydı ama tüm bildiğiniz seyahat
kitaplarını ve bunu özellikle yazıyorum, seyahat prosedürlerini unutun!
Anlatacaklarım öyle ilginç ve öyle sıradışı ki kelimelerim bazen yetmeyecek
gibi…
Kitabın konusu Adem Özköse’nin Pakistan ile Afganistan
arasında kalan bir bölge olan Veziristan’a olan kaçak yolculuğunu, evet evet
kaçak olarak seyahat ettiği yolculuğu konu alıyor. O yüzden ki kitap bir hayli
heyecanlı. Bu yolculuk Pakistan Büyükelçiliği’nin Adem Özköse’ye vermediği vize
sonrası gelişecek olan olaylar. Aslında kitap hakkında çokta spoiler vermek
istemiyorum ama yüzeysel bir geçiş yapacağım…
Daha sonra yanına aldığı arkadaşıyla kafasına koyduğu
Veziristan’a olan yolculuğunu kaçak olarak yapacaktı. Bu rota önce Ağrı sonra
İran, İran’ın başkenti Tahran ve daha sonra İran’ın bir eyaleti olan Zahedan’a
ve sınırdan çok riskli ve bir o kadar heyecanlı hatta eğlenceli bir şekilde
Pakistan’a ve en son amacına ulaşıp Veziristan’a… İşte insan bir kere kafaya
koyduğu zaman yolların koyduğu engeller vız geliyor. Acaba bu sıra dışı
yolculukta Adem Özköse kimlerden yardım alarak hedefine ulaşabildi? Karşısına
çıkan engelleri nasıl aşabildi?
Öncelikle sınırdaki kaçakçılar Adem Özköse’ye en büyük
yararı dokunanların başında hatta sadece onlar bile diyebiliriz. Uçsuz bucaksız
çöl yolculuğu safhaları, İran ve Pakistan askeri kontrol noktaları, çöl
haydutları, yolculuğun riskinin ne denli alın terleteceğinin sadece
yansımasıydı…
Adem Özköse’nin bitmek bilmeyen Veziristan aşkı, engel
tanımamış ve en sonunda aşkına kavuşmuştu. Oraya vardığında Adem Özköse’yi
büyük bir coşkuyla karşılayan mücahidler, O’nun Veziristan’a ve halkına daha
sıkı bağlanmasına neden olmuştu. Bir aya yakın kaldığı Veziristan’da, ABD’nin
terör listesinin! başlarında olan, Taliban’ın üst düzey komutanı Ebu
Dadullah’la röportajı ve Veziristan’da geçirdiği günler boyunca O’na yardımcı
olan saha komutanı Ebu Ömer ile olan röportajı ve dahi diğer kamplardaki
mücahidlerle olan röportajı Adem Özköse’nin amaçları arasındaydı… Özellikle
Avustralyalı mücahid olan Hamza ile olan bölümü ilgiyle okumanızı tavsiye
ederim.
Veziristan’da geçirdiği yaklaşık bir aylık süreçte Adem
Özköse’nin Afgan Dağları’na mücahidlerle birlikte geçip ABD’nin askeri
üslerinden birine yapılan operasyona ‘’gazeteci kimliğiyle’’ iştirak etmesi
safhası bana göre kitabın en heyecanlı ve en tehlikeli yeriydi diyebilirim.
Neler kaybedilidi, neler kazanıldı,
hangi umutlarla yola çıkıldı, neyle karşılaşıldı ve yine bir o kadar ilginç
olan dönüş safhasında neler yaşandı…Hepsinin cevabı bu kitapta ve eminim ki
okuduğunuzda kendinize de bir pay biçeceksiniz ve ümmetin hangi belalarla
imtihan edildiğini ve bu imtihanda kimlerin kazanıp kimlerin kaybettiğine
şahitlik edeceksiniz. Evet kardeşler fazla uzatmak istemiyorum…Kendi
düşüncelerimi biraz daha kısa tutup sizleri sıkmadan kitabın genel hatlarını
kara kuruda olsa bir şekilde anlatmaya gayret ettim. Umarım müslümanlar uyuduğu
bu gafletten uyanır ve ümmete bir an önce selamet gelir…Görüşmek üzere.
Yorumlar
Yorum Gönder